Devil May Cry V: Special Edition İnceleme


Evet, bu inceleme ve başlık için biraz geciktim. Devil May Cry döneli neredeyse 3 sene oldu ve ben daha yeni Special Edition'ı oynuyorum. E hal böyle olunca bu inceleme de biraz yersiz oluyor ama fikirlerimi size sunmak istedim. Devil May Cry serisini çok seven bir insan olarak V'e de doğal olarak çok heyecanlandım. Özellikle karakterlerimizi yıllar sonra tekrar görmek beni mutlu etti. Peki bu denli sevdiğin bir oyunu neden bu kadar beklettin diye soracak olursanız. Açıkçası hem maddi sebepler hem de Special Edition. Bilmem biliyor musunuz ama Devil May Cry serisi hep sonrasında Special Edition'lar ile tekrardan piyasaya sürülen bir oyundur. Bu yüzden bunun bir daha olacağını bildiğim için bekledim ve oldu da. Devil May Cry V: Special Edition oyuna yeni bir mod ve yeni bir karakter ekleyerek piyasaya tekrardan sürüldü. E tabii bu süreçte spoiler yedim ama DMC öyle hikayesi için oynadığım bir oyun olmadığı bu çok sorun olmadı peki sonra ne oldu. Ben bir PS5 sahibi oldum ve Special Edition'ı ilk indirimde satın alarak oynadım ve fazlasıyla da keyif aldım diyebilirim. Neyse bu zaten fazlasıyla uzun incelemeye hemen girelim ve bence DMC V'in en zayıf yönü olan hikaye ile başlayalım.



Hikayemiz Devil May Cry 4'ten 5 sene sonra geçmektedir. Dante, Devil May Cry adlı dükkanında klasik işlerini yapmaktadır. Bir gün V adında birisi tarafından şeytan kral Urizen'i öldürmeye gönderilir fakat bu savaşta Dante, Lady ve Trish kaybolur, Nero ise V tarafından kurtarılır ve yaralı bir şekilde olay yerinden ayrılır. *1 AY ÖNCESİNE GİDERİZ* Nero, Devil May Cry ismi ile kendi dükkanını açmış ve Nico adında arkadaşı ile işini sürdürmektedir. 1 gün yüzü yara bere içinde olan bir adam Nero'nun şeytan kolunu alır ve ortadan kaybolur. Nero'nun amacı hem intikam almak hem de hikaye boyunca varlığına bir sebep getirmektir. Hikayeyi böyle anlattığım için kafanız karıştıysa kusura bakmayın çünkü Devil May Cry V her bölüm ile bir ileri bir geri gidiyor bu yüzden bende böyle anlatmak istedim neyse sadede gelecek olursam hikaye bayağı bir tahmin edilebilir arkadaşlar özellikle Devil May Cry evrenine aşinaysanız hikayeyi başından sonuna kadar tahmin edebilirsiniz çünkü bende böyle oldu :D E tabii hal böyle olunca hikayeyi oyunu oynarken çok önemseyemedim. Kesinlikle kötü diyemem ama daha iyi olmasını beklerdim. 



Hikayeden daha iyi olan bir şey varsa o'da karakterler diyebilirim. Dante, Nero, Lady, Trish ve Vergil gibi karakterleri tekrar görmek ne kadar güzel olsa da oyun Morrison, Nico ve V gibi yeni karakterler tanıtmaktan da çekinmemiş. Hikaye ilerledikçe diyaloglar, ara sahneler ve notlar sayesinde bu yeni karakterleri tanıyor ve benimsiyoruz. Neyse eski kadroya dönecek olursam. Eğer tasarımları yüzünden bu karakterlerin değiştiğini düşünüyorsanız korkmayın öyle bir şey yok. Bu bildiğimiz Dante bildiğimiz Nero. Zaten seslendirme kadrosu ve karakterlere özgü yazılmış diyaloglar yüzünden yabancılık çekmiyor aksine eski dostlarınızı görmüş gibi seviniyorsunuz. Benim adıma soracak olursanız hikayeyi ayakta tutan tek şey karakterler olmuş. 


Oynanışı normal incelemelerde ki gibi yapmaktansa üçe hatta dörde bölmek istiyorum çünkü Devil May Cry V'de ki her bir karakter kendine özgü ve güzel fakat ana oynanış gitmeden önce bazı detaylardan bahsetmem gerek. Oyunda bir kaç farklı Orb türü bulunuyor. Bunlardan Red Orb oyunda ki para birimimiz ve onun sayesinde hem özellik alıyor hem de onları geliştirebiliyoruz. İlk oynanışta hatrı sayılır bir miktar da Red Orb toplasanız da bütün özellikleri açamıyorsunuz zaten oyunda sizin bu yüzden bir kaç defa oyunu oynamanızı istiyor neyse Red Orb özellikler haricinde sizi öldükten sonra kurtarabiliyor,Nero'nun kollarını alırken kullanabiliyor ya da Blue ve Purple Orb alabiliyorsunuz yani bir hayli önemli. Biraz önce bahsettiğim Blue ve Purple Orb ne peki? Mavi olan canınızı, mor olan ise Devil Trigger'ı yükseltiyor. Bunlardan sadece bir kaçını mağazadan alabiliyorsunuz kalanı ise haritalar da rastgele bir şekilde saklanmış durumda. Gold Orb ise bölümlerde bulduğunuz bir Orb ve öldüğünüz zaman sizi bütün canınızı fulleyip ayağa kaldırıyor. Evet bu detayları aradan çıkarttığımıza göre kronolojik sıraya göre gidelim ve Nero ile başlayalım!

NERO | "Güç olmadan hiç bir şeyi koruyamazsın... Bunu biliyorum."



Nero, Devil May Cry 4'te ki comboları ile bu oyunda ki comboları aşağı yukarı aynı. İşte düşmanları kasap gibi doğramamıza yarayan combo B veya Red Queen sayesinde hızlıca karşımızda bulunan düşmana uçmamızı sağlayan Streak falan bunlar hep bir önce ki oyundan gelme. Bu tabii ki kötü bir şey değil çünkü 4.oyunda ki Nero oynaması gerçekten keyifli bir karakterdi. İşte Devil Bringer sayesinde düşmanları kendimize çekiyor veya onları çevirerek alan kontrolu sağlıyorduk ama hem de koca bir ama bu oyunda o kola sahip değiliz çünkü Nero, Devil Bringer'ı oyunun başında kaybediyor onun yerine bu oyunda tanıştığımız Nico ona yeni kollar yapıyor. Heh işte bu kollar hem oyunun en iyi özelliklerinden biri hem de en kötü öncelikle kollar arasında geçiş yapamıyoruz. Geçiş yapmak istersek o an bulunan kolu kırmamız gerekiyor. Bu da o bölüm boyunca spesifik olarak bir kaç kola mahçup olmamız demek oluyor. E hal böyle olunca bölüm hatta oyun boyunca 4.oyunda ki sıkıcı silaha ve basit bir kaç comboya mahçup oluyoruz bu da o sevdiğimiz Nero'yu bize vermiyor. Tabii ki oyunun sonlarına doğru hem eski kolumuza tekrardan sahip oluyoruz hem de bütün comboları açtığımız için hayvan gibi güçlü oluyoruz ama bunun için biraz sabretmemiz gerekiyor. Başa dönecek olursam Nero'nun toplamda 8, DLC'ler ile birlikte de 13 tane kola sahip oluyor. Bu kolların (DLC de verilen kolların bazıları aynı kolun farklı skinlisi) hepsinin kendine has özellikleri var ve bu özelliklerin üstüne şayet kolları feda ederseniz kullanabileceğiniz çok güçlü saldırıları var. Favorilerimden örnek verecek olursam Nero'nun elinde Punch Line varken yuvarlak tuşuna bir kez basarsanız kolu fırlatıyor şayet bir kaç kez basarsanız Punch Line ile roket sörfü yapabiliyorsunuz eğer basılı tutarsanız ise adeta Street Fighter'da ki Ryu gibi hadoken yapabiliyorsunuz mesela Tomboy diğer kolların aksine Nero'ya tamamen yeni bir hareket listesi veriyor yerdeyken düşmanlarınızı ağır hamleler ile kesebilirken havada adeta uçabiliyorsunuz. Hatta 4.oyunda ki buster'ı ekstradan kol olarak bile yapmışlar. Söylemek istediğim bu kollar kesinlikle güzel bir eklenti olmuş ama aralarında geçiş yapamamak biraz üzdü ne yalan söyleyeyim. 


Fakat hem de koca bir fakat oyunu bitirdiğiniz zaman Nero muazzam bir karaktere dönüyor hem eski kolu olan Devil Bringer'a tekrardan sahip oluyor ama Nico'nun ona yaptığı kolları kaybetmiyor hem de Devil Trigger'a sahip oluyor. Bu da ne demek? Nero'nun tekrardan oyunun en eğlenceli karakterlerinden birisi olması demek oluyor. Nero eski kolu Devil Bringer'a sahip olunca 4.oyunda olduğu gibi bütün eski combolarına sahip oluyor. Snatch ile düşmanları kendine çekiyor, Hold adından da anlaşılacağı gibi düşmanı tutup karşı tarafın size vurmasını engelliyor veya Maximum Bet ile düşmanları sonsuzluğa doğru itebiliyorsunuz. Nero'nun bu kolu kullanmasına yarayan Devil Trigger'a gelirsek eğer. Nero'nun oyunun sonunda kavuştuğu Devil Trigger sayesinde Nero normalde yaptığı özellikleri daha güçlü, daha hızlı ve daha havalı bir şekilde yapabiliyor. Evet, şayet Devil May Cry oynuyorsak özelliklerin havalı olması bence çok kritik. Şaka bir yana Nero gerçekten oyunun sonunda parlayan bir karakter arkadaşlar o yüzden azıcık sabretmeniz gerek. 


V | "Her şeyin ne kadar önemli olduğunu anladım. Güç arayışımda bir kenara attığım her şey."



V aslında seriye ilk defa bu oyunla gelen bir karakter ve oynanış stili diğer karakterler aksine bambaşka ama bunu iyi bir yön olarak söylemiyorum çünkü V ile bildiğiniz oynamıyor, onu izliyorsunuz. "O nasıl oluyor?" diyecek olursanız eğer şöyle anlatayım. Hikayeye göre V, Vergil'ın güçsüz ve insanı yönünü tasvir ediyor bu yüzden V çok kırılgan bir karakter. Karakterin tasarımından da gördüğünüz üzere sopası ve incili ile geziyor. Bu da seride ki diğer karakterlerde görmediğimiz bir şey. Bu yüzden V yakın dövüşten olabildiğince kaçınıyor. Peki nasıl dövüşüyor? İncili ile iblis çağırarak tabii ki. Normal saldırı tuşu ile Griffon isminde ki kargamızı, ağır saldırı tuşu ile de Shadow adında ki kaplanımızı çağırıyoruz. Bunların da V gibi kendi can barları bulunuyor ve ölebiliyorlar. Ölürlerse kısa bir süre onları çağıramıyoruz ama sonrasında yine savaşa dahil olabiliyorlar. Sırasıyla gidersem eğer karga uzaktan saldırılar yaparak aslında düşmanları sersemletiyor ve V'ye yaklaşmasını engelliyor özelliklerinden bir kaçı ise şöyle saldırı tuşuna bastığımız zaman Griffon, hızlı bir şekilde düşmanları mermi yağmuruna tutuyor, basılı tuttuğumuz da ise Blockade ile düşmanlara sıralı bir şimşek yağmuruna tutuyor, R1 tuşunu ileri ittirdiğimiz de Flank Attack ile düşmanların tabiri caiz ise içinden geçiyor, geriye ittirdiğimiz de ise elektrikli bir çember oluşturup düşmanları elektrik ile sersemletiyor. Griffon daha çok alan kontrolü ve düşmanları V'den uzaklaştırmaya yarıyor peki kaplanı Shadow? Shadow, Griffon'un aksine daha vahşi ve öldürmeye odaklı saldırılar yapıyor mesela ağır saldırı tuşu ile Combo A yapıyor ve düşmana sıralı bir saldırı gerçekleştiririyor, ağır saldırı tuşuna bir kez basıp sonrasında tekrar iki kez ağır saldırı tuşuna basınca Shadow, devasa dişleri ile düşmanları yiyor. R1 tuşunu ileri ittirirse yere giriyor ve önünde bulunan düşmanları delip geçiyor veya basılı tutarsanız kendini dikene dönüştürüyor. 



Ayrıca V bir Devil Trigger'a da sahip bu sayede Nightmare adında kocaman bir taş yığınını savaşa dahil ediyor. Nightmare diğer iki iblisin özelliklerini birleştiriyor. Yuvarlak tuşuna ard arda üç kere basarak etrafta ki düşmanlara ard arda yumruklar indiriyor. Eğer R1 ileri yaparsak gözlerinden lazer fırlatıyor gibi gibi. Ayrıca Devil Trigger formundayken düşen iblislerde direkt ayağa kalkabiliyor. Ha söylemeyi unuttum iblisler düşmanları öldüremiyor bu yüzden V ile yanlarına gidip yuvarlak tuşuna basmak zorundasınız zaten bunu da yapmasanız V neredeyse hiç bir şey yapmayacak. Bunları sayınca V'nin çok havalı bir karakter olduğunu ön görebilirsiniz ve haklısınız da ama V bundan fazlası değil. Zaten geri durup aynı tuşu spamleseniz bile düşmanlar bir şekilde ölüyor o yüzden saydığım şeyleri yapmak zorunda hissetmiyorsunuz. Bu yüzden aynı tuşa basarak ciddi ciddi olanları izliyorsunuz ve Devil May Cry gibi bir oyunda bu ilginç hissettiriyor. Kötü mü derseniz valla arkadaşlar bence kötü. Arada derede çıksa ve tempoyu değiştirmek için kullanılsa iyi de V bayağı bayağı oyunda büyük bir yer kaplıyor ve onunla az buz oynamıyorsunuz bu yüzden de insan bir yerden sonra çok bayıyor. Ve işte tam o sırada sahneye o geliyor. Assolist. 


Dante | "Biz Sparda'nın oğullarıyız. İkimizin içinde de onun kanı yatar ama daha önemlisi onun ruhu."



Yazı boyunca önce Nero'nun ilk haline sonrasında ise V'de bayağı bir söylendim ama bu kısımda ben değil daha çok o konuşacak. Çok uzatmadan söylemem gerekirse Dante bu oyunda muazzam olmuş arkadaşlar. Öncelikle diğer karakterlerin aksine Dante'de 4 tane stil ve tam tamına 8 tane silah bulunuyor ve bunları birleştirince ortaya ne çıkıyor biliyor musunuz tek kelimeyle görsel şölen. Durun, durun çok hızlı gidiyoruz. Önce stillerden bahsedeyim. Dante'de başta da dediğim gibi 4 tane stil mevcut bu stilleri yuvarlak tuşuna basarak kullanıyoruz. Bu stillerin de ayrıca seviyesi var ve her seviyeyle farklı özellikler açıyorlar bu stiller sırasıyla Swordmaster, Gunslinger, Trickster ve Royalguard. 




Swordmaster adından da anlaşılacağı üzere elinizde bulunan yakın dövüş silahlarına ekstradan bir hareket ekliyor. Mesela Devil Sword Sparda kullanırken Shredder adında yepyeni bir hareket ekliyor bu hareket sayesinde Dante kılıcını adeta bir pervaneye dönüştürüyor, en son seviyesinde ise Dante Sparda'yı üçe ayırıp arkasında pervaneye dönüştürüyor böylece arkadan gelen saldırılarda kendini koruyabiliyor veya King Cerberus'a yepyeni bir combo veriyor bu sayede Dante düşmanlarına nefes dahi aldırmıyor hatta en son seviyede Percussion adlı bir saldırı ekliyor böylece Dante etrafa şimşekler çakıyor gibi. Gunslinger ise Swordmaster'ın tabancalarda kullanabildiğimiz hali. Yine örnek vermem gerekirse ilk seviyelerde tuşa havada bastığınız zaman Ebony ve Ivory'le havadan aşağınızda bulunan bütün düşmanlara kurşun yağdırıyorsunuz. Son seviyede ise Dante olduğu yerden etrafında bulunan bütün herkese ateş yağdırıyor. Trickster, kanımca kullanımı en kolay stil. 1.seviyede sadece baktığınız yöne dash atarken, 2.seviyede Flipper ile düşman size vurduğu zaman yere değmeden hemen önce Dante kendini geriye doğru fırlatıyor, Mustang ise düşmanları kullanarak kendinizi yukarı fırlatmanızı sağlıyor. 3.seviyede ise işler ilginçleşiyor ve Dante kardeşi Vergil gibi ileride bulunan düşmanlara ışınlanabiliyor, son seviyede ise her yöne ışınlanabiliyorsunuz. Son ve bence en iyi stil Royalguard. Royalguard aslında çok basit bir stil. İlk seviyesinde yuvarlak tuşuna doğru anda bastığınız zaman size vuran bir düşmanı bloklayabiliyorsunuz fakat basılı tuttuğunuz zaman düşman size vurursa Devil Trigger barınızdan gidiyor, 2.seviyede havada da düşmanları bloklayabiliyorsunuz. 3.seviyede işler güzelleşmeye başlıyor çünkü Royal Gauge isminde bir özellik açılıyor bu özellik sayesinde blokladığınız düşmanlardan aldığınız hasarları onlara karşı kullanabiliyorsunuz. Son seviyede ise Royal Revenge isminde bir özellik açılıyor ve düşmanlarınızı çok ilginç bir biçimde öldürebiliyorsunuz. Gördüğünüz gibi stiller oyunda bir hayli önem taşıyor ve combo barınızı arttırmak için kullanmalısınız zaten stilleri oyunda basit tuş kombinasyonları ile değiştirebiliyorsunuz. Bu rahatlık sayesinde de hızlı stil değişimi ile combolarınızı bölmeden oyuna hızla devam edebiliyorsunuz. En az stiller kadar önemli bir şey varsa o da silahlar ve getirdikleri özellikleri. 



Bu oyunda birbirinden farklı toplamda 4 yakın 4 tanede uzak silahınız bulunuyor. Bunlardan bazıları size aşina gelebilir ama diğer oyunların aksine yepyeni özelliklere sahipler. Başta Rebellion sonra da Devil Sword Dante'ye dönüşen ana kılıcımızdan bahsedelim. Devil Sword Dante oyunun başında basit combolara sahipken sonlara doğru manyak bir silaha dönüyor özellikle Swordmaster stili ile birlikte çılgın combolar çıkarabilirsiniz öte yandan benim oyunda kullanmaktan en çok zevk aldığım yakın silah King Cerberus oldu. King Cerberus, başta buz özelliği olan bir nançaku olsa da doğru kombinasyonlar ile üç başlı, şimşekler çakan bir asaya ve ateşler saçan bir sopaya dönüşebiliyor. En basit ve en yapmaktan eğlendiğim combo ise şöyle önce nançaku ile düşmanların tepesine iniyor ve nefes almalarına izin vermiyorum sonrasında ise şimşekler çakan asa ile cehenneme yolluyorum ve sonrasında Kalina Ann ile son vuruşu yapıyorum gibi gibi ya da oyunun fragmanlarında gördüğümüz motor'dan bahsedelim. Cavailere adlı bu motor oyunun başlarında açılıyor diyebilirim. Cavailere aslında çok yavaş bir silah bu yüzden oyunun başında kendisini çok az kullandım fakat sonra anladım ki büyük bir hata yapıyorum. Cavailere kendi başına kullanabileceğiniz bir silahtan çok silah ve stil arasında ki geçişi daha rahat yapmanızı sağlayan bir araç. Bunu anladığım ve kullanmayı da öğrendikten sonra bırakmak istemedim. Beni yanlış anlamayın Cavailere'i kendi başına da kullanabilirsiniz, bende kullandım ama bence aracı olarak kullanmak daha keyifli zaten olay da bu. Devil May Cry V her oyuncunun farklı bir şekilde silahları ve stilleri kullanmasını istiyor zaten bu yüzden combo videolarında genelde farklı kombinasyonlar görüyorsunuz, deneyin durun ve kendinize uygun bir oynanış şekli bulun. 


Uzak silahlar ise Dante'nin tabancaları haricinde bu oyuna Dr. Faust isminde bir şapka ekliyor ve çok ilginç bir silah olduğu aşikar. Buram buram Micheal Jackson esintisi kokan bu silah, kurşun olarak Red Orb'ları kullanıyor. Bu orblar'dan başta da bahsettim o yüzden ne kadar değerli olduklarını biliyorsunuzdur fakat Dr. Faust az bir red orb kullanıp size daha fazlasını sunuyor o yüzden çekinmeyin ve kullanın efenim. Şayet kullanmak istemezseniz de o zaman size Kalina Ann'i sunayım. Bu canım silahı tekte kullanabilirsiniz ama size tavsiyem çift Kalina Ann'dir. Bir tanesini bosstan diğerini ise 11.bölümde gizli bir şekilde bulabilirsiniz. Özellikle Gunslinger ile birlikte iki Kalina Ann'i birleştirip devasa bir lazere dönüştürebiliyorsunuz. Halen bitti mi diye düşünüyorsanız hayır tabii ki bitmedi. Dante'nin stil ve silahları haricinde bir de Devil Trigger'ı var ve bunun sayesinde Dante şeytan formuna geçip bütün özelliklerini daha güçlü bir şekilde kullanabiliyor ama benim burada bahsetmek istediğim Dante'nin gerçek formu olan Sin Devil Trigger bu form ile birlikte Dante nihai bir şeytana dönüşüyor ve yepisyeni bir combo listesine sahip oluyor. Bu Sin Devil Trigger'ı normal Devil Trigger formunuzdan harcayarak kullanıyorsunuz ama form çok güçlü olduğu için kullanımı çok kısa sürüyor zaten yapabildiğiniz combolar da sınırlı. Peki sonuca gelmeden önce Dante'nin azılı düşmanı ve kardeşinden de bahsetmem gerek. Ciddi, felsefik ve havalı.


Vergil | "Her şey sona erer, Dante. Biz bile..."



Vergil, Special Edition ile birlikte oynanabilen bir karakter ve 4.oyunda ki oynanışına bir hayli yakın olsa da yeni özelliklere sahip. Vergil kardeşinin aksine daha az hareket ama daha çok hasar mentalitesinde ilerliyor yani Dante gibi uçup kaçmayı beklemeyin. Bunlar dışında kendisinin 3 tane yakın dövüş silahı bulunuyor. Bunlardan ilki Vergil'ın biricik kılıcı olan Yamato. Yamato diğer silahların aksine bir hayli hızlı ve bu sayede combo barını düşmekten kurtarabiliyor. Mesela Super Slash ile düşmanları yukarı fırlatıp Upper Slash ile onları havadan indirmeyebilirsiniz veya Judgment Cut ile hiç hareket etmeden düşmanları kesebilirsiniz. Şayet bunları tercih etmezseniz Void Slash ile yine hareket etmeden toplu düşman gruplarını ortadan ikiye kesebilirsiniz. İkinci silah olan Beowulf ise ağır saldırılar yapan bir çeşit ellik ve ayaklık diyebiliriz. Özellikle Beowulf'ta saldırılarınızı tuşa basılı tutup yaparsanız gerçekten yüksek hasarlar vurabilirsiniz ama bu biraz sürüyor tabii ki. Mesela Starfall ile düşmanlarınıza havadan sert bir şekilde inerken Lunar Phase'de adeta bir testereye dönebiliyorsunuz. Son silahımız ise Mirage Age. Bu silah aslında bir çeşit büyü fakat kılıç şeklinde. Yamato'nun aksine oynanış biçimi olarak Dante'nin Rebellion kılıcına biraz benziyor. Mesela Million Stab iki karakterde de bulunan ve hızlı bir biçimde karşı da ki düşmanımıza kılıç saplamamıza yararken Round Trip düşmanlarımıza kılıcımızı fırlatmamıza yarıyor veya Overdrive ile düşmanlara kılımızın yarattığı bir dalgayı fırlatabiliyoruz.



Mirage Blade ise Vergil'ın uzaktan kullanabildiği bir silah. Mirage Age gibi büyüden yapılma bir çeşit dagger diyebiliriz. Düşmanları mıhlamak ve combo barını düşürmemek için kullanabiliyoruz. Normal kullanımda 5-6 tane bıçağı düşmana hızlıca fırlatırken farklı combolar ile bıçakları etrafımızda döndürebiliyor ya da düşmanların etrafında dönen bir dizi bıçağı onlara fırlatabiliyoruz. Bunlar dışında Vergil'ın diğer karakterlerden farklı bir konsantrasyon barı var ve bu bar sayesinde bütün özellikleriniz daha da güçleniyor diyebilirim. Bu barı düşmanlara hasar vererek arttırabiliyorsunuz ama düşmanlar size vurduğu an bu bar sıfırlanıyor o yüzden dikkatli oynamanız gerekiyor. Ha şayet bu bar ve Sin Devil Trigger barınız full durumdaysa Judgment Cut End isminde bir saldırı yapabiliyorsunuz ve bu saldırı ile birlikte Vergil ekranda ne var ne yoksa doğruyor ve bu hem çok havalı hem de çok güçlü. Ayrıca Judgment Cut End'i diğer 2 silahta da kullanılabiliyorsunuz mesela biuwulf bir fırtına oluştururken, Mirage Age ile Vergil kendini bir matkapa dönüştürebilir. Vergil'ın da diğer karakterler gibi bir Devil Trigger barı var ve diğer karakterlerin aksine Vergil kendisinin bir klonunu oluşturup savaşa dahil ediyor, Sin Devil Trigger ise Vergil'ın şeytan formunu oluşturuyor ve daha güçlü saldırılar yapmasına olanak sağlıyor. Anlayacağınız üzere Vergil çok eğlenceli olsa da bir Dante değil kesinlikle. Ha bu kötü bir şey mi kesinlikle değil.



Kapatmadan önce bir kaç konu başlığımız daha kaldı. Oyunda ki boss savaşları kanımca iyi hatta bazıları çok iyi ve sayıları da yeterli. Aklımda tabii ki en çok Vergil kaldı malum bu oyunda kendisi baş düşman ama boss savaşının kendisi çok iyi olduğu için değil baş düşman olduğu için aklımda yer etti yoksa boss savaşı üçüncü oyunun yanında çok sönük kalıyor. Artemis, Cavaliere Angelo ve King Cerberus bence oyunun en iyi boss savaşları sizi güzelce sınayıp, test ediyor. Urizen'in son formu da iyi diyebilirim ama diğerleri kadar etki bırakmadı. Saymadığım bosslar ise bence yeterli ama özellikle bazı boss savaşları çok sıkıcı ve hiç bir şey yapmıyorlar. Abi mesela o Gilgamesh boss savaşı nedir? Yaratık hiç bir şey yapmadan ölmeyi bekliyor resmen. Bence halen DMC 3'de ki bosslar kadar iyi bosslar gelmedi ama onlara yaklaşmışlar diyebilirim. Ha ayrıca bahsetmezsem olmaz Special Edition ile birlikte Dante ile de boss savaşı yapıyoruz ve fena da değil ama bundan fazlasını da beklemeyin diyebilirim.



Ayrıca bu oyunun bazı bölümlerinde coop bir modda bulunuyor ama arkadaşlarınız ile oynamanız neredeyse imkansız zaten arkadaşlarınızı oyuna da davet edemiyorsunuz. Oyun sizi rastgele insanlarla ya da botlarla eşleştiriyor. Keşke bunun yerine Bloody Palace'de coop bir şekilde oynayabilsek ama böyle bir durum yok.



Müzikler tek kelimeyle şaheser ve Death Stranding olmasaydı kesinlikle yılın en iyi müzik ödülünü kendisi alsın isterdim. Oyunun zorluğu bayağı bir düşürülmüş olsa da ileri ki seviyelerde düşmanlar sizi bayağı zorluyor diyebilirim. Legendary Dark Knight modu ise oyuna güzel bir eklenti olmuş. Grafikler konusunda zaten konuşmama gerek yok RE: Engine müthiş bir iş başarmış oyun tablo gibi gözüküyor. Special Edition ile birlikte 120 FPS oynayabiliyorsunuz ama monitör olmadığı için deneyemedim ayrıca oyunda Ray Tracing'de var ama etkisi var ile yok arasında olduğu için bunu da kullanamadım. Sonuç olarak inceleme bitti ve bende bittim. Kanımca Devil May Cry V: Special Edition kesinlikle muazzam olmuş. Şayet bunca yıldır bu oyunu oynamadıysanız büyük şey kaçırıyorsunuz demektir.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.