İlk Sayı Dedektifi: Decorum
"İlk Sayı Dedektifi"ne hoş geldiniz. Bu yazı serisinde, yeni çıkan bir serinin ilk sayısına göz gezdireceğiz. Hikayesine ve çizimine bakmakla kalmayıp, devam edilip edilmeyeceğini ve serinin kimlere göre olduğundan da bahsedeceğiz. Buna bir inceleme değil de daha çok bir tavsiye yazısı olarak bakın. Bugün bakacağımız seri:
DECORUM!
Hikaye: Jonathan Hickman. Bu ismi söyleyince aklınıza kim geliyor? Bazılarınız belki hiç duymamıştır, bazılarınız belki de bazı yerlerden anımsıyordur ismi. Son zamanlarda duyanınız varsa ise nedeni X-Men'dir. Kendisi House ve Powers of X'i yazarak Dawn of X'i başlattı ve üstüne de X-Men yazmaya devam etti. Anlayacağınız kendisi eskiden de şu anda da mecrada büyük bir isim. Bu sayı ise gördüğüm en Hickman'ımsı şey. Şu ana kadar hep sevdiğim projeler hakkında ilk sayı dedektifi yaptım ama bu sefer benim de biraz kafam karışık.
Decorum, anladığım kadarıyla, alternatif bir bilim kurgu tarzı zamanda geçiyor. Bu zamandaki bir kargocuyu ele alıyor sayı. Karakterimizin bir nesneyi tehlikeli birisine götürmesi gerekmektedir ama ulaştığında bir suikastçı ile karşılaşır ve işler oradan ilerler. Hikayeyi biraz garip anlattığımı söyleyebilirim çünkü bunun nedeni aşırı sürreal olması. Çizimde bahsedeceğim ama anlatım açısından sizi çok farklı yerlere götürüyor seri. Daha sayının ilk başlarından kafanızda onlarca soru işareti beliriyor ki bu Hickman'ın iyi yaptığı bir şey. Diğer bir yaptığı şeyse evren yaratmak. Yazar ilginç bir evren yaratıyor ve detaylarını beyaz, üzerinde uzun metinler yazan sayfalarla açıklıyor. Bunu daha önce House of X'de de yapmıştı ve ne kadar orada ilgimi çekse de, çünkü bildiğim bir evrene yenilikler kattığından kendisini okutuyordu, bu sayıda hiç bilmediğim bir evren olduğundan beni içine çekemedi ama bu demek değil ki sizi çekmeyecek. Decorum gerçekten farklı bir deneyim ve bunu okurken de anlayacaksınız.
Çizim: Aslında bu yazıyı asıl yazma sebebim bu. Sadece çizimleri ile okutturmayı başarabilen bir seri Decorum. Mike Huddleston bu seride baya deneysel takılmış ve bunu her sayfada anlayabiliyorsunuz. Bazen renkler havada uçuşurken bazen sayfadaki herkes bembeyaz olup sadece birisini renkli yapabiliyor. Bazense birden stil değişiyor ve sayfaya bakakalıyorsunuz. Karakter ve bölge tasarımları da çok katmanlı ve ilgi çekici olmuş diyebilirim. Renk ve çizim anlamında şu ana kadar okuduğum en farklı ve en manyak şey olabilir.
Devam Edilir Mi?: Gerçekten bilmiyorum. Bu kadar X-Men serisinde metinli sayfalardan yorulmuş olsam da çizim gerçekten ilgimi çekiyor ve daha neler deneneceğini merak ediyorum. Aynı şekilde evren de merak ettirdiğinden devam edebilirim. Soruyu bu sefer cevaplayamayacağım ve zamana bırakacağım.
Kime Tavsiye Ederim?: Hickman'ın işlerinden daha fazla istiyorum hatta bana damardan verseler bayılarak kabul ederim derseniz tavsiye ederim. Ayrıca bilim kurgu hikayelerini merak ediyorsunuz da bakabilirsiniz. Uzun metinler sizi sorun oluşturmuyorsa ve son olarak deneysel çizim kavramında neyden bahsettiğimi merak ediyorsanız yine bir göz atın.
Hiç yorum yok: