İlk Sayı Dedektifi: The Department of Truth


 "İlk Sayı Dedektifi"ne hoş geldiniz. Bu yazı serisinde, yeni çıkan bir serinin ilk sayısına göz gezdireceğiz. Hikayesine ve çizimine bakmakla kalmayıp, devam edilip edilmeyeceğini ve serinin kimlere göre olduğundan da bahsedeceğiz. Buna bir inceleme değil de daha çok bir tavsiye yazısı olarak bakın. Bugün bakacağımız seri:


THE DEPARTMENT OF TRUTH:


Hikaye: Şu anda Batman serisi ve baya popülerleşen serisi Something Is Killing The Children ile ünlenen yazar James Tynion IV tarafından yazılıyor seri. Biraz daha bilim kurgu, X-Files tadında bir seri olmuş demek mümkün. Hikayenin temelinde yatan olay tüm bu duyduğumuz saçma sapan komplo teorilerinin gerçek olması ama bir farklılık ile. Olay gerçek olmalarıyla alakalı değil ama insanların gerçek algılamasıyla alakalı. Anlaması zor biliyorum ama anlatmak da bir o kadar tuhaf hissettiriyor. Kısaca söylemek gerekirse gerçeklik algıdan ibaret ve yeterince kişi bir şeye inanırsa onu gerçek olarak görüyorlar ki bu da sorunlar çıkarıyor. Algımızın silah olarak kullanıldığı bu zamanlarda ise bunları durdurmak için Dapertment of Truth oluşturuluyor. 



Aslında günümüz dünyasında ağızdan ağıza yayılan teorileri alıyor seri. Böyle teorilerin medyada hızla yayılmasının tehlikeli sonuçlarını görmüştük 5G olaylarında falan ve ülkemizde de muhabbeti dönmüştü. Hikaye bu tehlikeli sonuçların riskini arttırıyor. Dünya düz mü, Aya iniş sahte mi, İlluminati var mı gibi soruların cevabını farklı şekillerde ele alıyor. Muhtemelen sayıyı okuyanları da en çok bu mevzu tutacak diye düşünüyorum. Biraz eleştirel, biraz da bilim kurgu bir hikaye yaratılmış.


Serinin ne vaat ettiğinden bahsettim ama sayının akışı hakkında da konuşmam gerek. Tynion’ın o detaylı anlatımı ve bolca diyaloğu bunda da var uyarmam lazım. Bunun yanında sayıya girmenin biraz zor olduğunu düşünüyorum ilk sayfalarda ama ilerledikçe ve bütün olaylar ilginçleşince o zaman sizi tutmayı başarıyor. Yani ilk okuyuşta biraz sabıra ihtiyacınız var.



Çizim: Sayının çizeri ise Martin Simmonds. Kendisinin karmaşık ve kirli bir stili var. Atmosfere baya uymasının yanında alışması da biraz zor. Çizimi tanımlamam gerekirse Alex Maleev ve David Mack’ten tanıyabileceğiniz suluboya stilinin biraz daha rengi akmış, solmuş hali diyebilirim. Ne kadar doğru bilemem ama daha iyi anlatabileceğimi de düşünmüyorum. 


Devam Edilir Mi?: Bence bu sayıyı okuyan kesimin büyük bir çoğunluğunun o sondan sonra devam edeceğini düşünüyorum. Buna ben de dahilim. Tynion gibi son zamanlarda hem DC’deki hem de bağımsız işleriyle ünlenmiş birisin bu kadar reklamdan sonra da bu serinin iyi bir başlangıç yapacağına inanıyorum. Bence kaçırmayın, çok geç olmadan başlayın.


Kime Tavsiye Ederim?: X-Files gibi komplo teorileri etrafında dönen mevzuları seviyorsanız ve bunları merak ediyorsanız kesinlikle göz atın. Bunun yanında çok aksiyonlu bir sayı da beklemeyin. Bol diyalog içeriyor ve bazılarınız yorulabilir. Bunun yanında o bahsettiğim suluboya tarzına alışmak zor olsa da ilgilerini çekenler bir baksın derim.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.