Stranger Things 2. Sezon 1. Bölüm-İnceleme
Bugün sizlerle yeni sezonunu merakla beklediğim bir dizi olan
Stranger Things’in ilk bölümü hakkında konuşmak için buradayım. Açıkçası
Stranger Things'in ilk sezonu sadece 8 bölüm olduğu için tadı damağımızda
kalmıştı. Sonunda çok beklenilen yeni sezon bir Netflix klasiği olarak
bir günde yayınlandı.
Bölümün Konusu:
Kasabada cadılar bayramı hazırlıkları yapılırken oyun salonunda
birinin "imkansız" denen skoru geçerek rekoru kırması ve meraklı bir
komiser olan Hopper'ın, çürük bal kabaklarıyla dolu bir tarlayı incelemesiç kısaca bu bölümün konusu.
Görüşlerim:
Bence bölüm, sezonun ilk bölümü olduğunu hesaba katarsak, gayet
iyiydi. Geçen sezonun finalinde Eleven'ın ölmediğini hepimiz tahmin etmiştik
zaten. Beklenildiği gibi yeni sezonla beraber Eleven tekrar karşımıza çıktı.
Ayrıca daha önce internette Eleven'dan başka psişiklerin olduğu teorisini
ortaya atılmıştı. Ancak bu psişikleri görmek bu sezona nasipmiş demek. Ayrıca
ilk sahnedeki soygun ve kaçış sahnesindeki insanların Mad Max filminin setinden
kaçmış gibi görünmeleri de güzel bir gönderme idi. Hatta ben bölümün ismini
direkt olarak onlarla bağdaştırdım. Fakat sonradan ana karakterlerimizin
gittiği oyun salonundaki rekoru görünce anladım durumu. Her ne kadar çoğu kişi yeni karakterimiz olan
Max’in psişik olduğunu düşünse de, ben kör göze parmak olmaz herhalde diye düşünüyorum.
Bölümde genel olarak Will için her ne kadar üzülsem de ‘Keşke daha
çok Upside-down görsek.’ diye de aklımdan geçirmedim değil. Ve sanırım bu sezon bol bol göreceğiz. Will'in
görüştüğü doktorun iyi mi, yoksa kötü mü olduğu akıllarda soru işareti bıraktı.
Açıkçası ben diziden bir "twist" beklediğim için şu anlık nötrüm
doktora karşı. Dizide kendisinden twist beklemediğim -kötü anlamda- tek karakter
Jim Hopper. Ki zaten son sahnede gördüklerimiz de bu düşüncemi destekler
vaziyette. Eleven ile birlikte yaşamaları ve Hopper'ın onu gizlemesi gayet
güzel bir durum, lakin diziye meraklı bir dedektifin ve başka bir psişiğin
katılması Eleven'ın gizlenmesini zorlaştıracağa benziyor. İleriki bölümlerde
bu durum dizinin heyecan kat sayısını yükseltecektir.
Hopper dayımızın incelemeye gittiği bal kabaklarıyla dolu tarlayı
kim bozmuştur, kim kıymıştır o kadar bal kabağına bilmiyoruz. "Belki de
hepsi kötü bir Cadılar Bayramı şakasıdır" diye düşünülse de tabi ki dizi o
kadar sıradan olaylar içermiyor. Upside-down ile ilgili bir şey olduğunu
düşünmek işten bile değil.
Uzun lafın kısası, bölüm aklımızdaki bazı soru işaretlerini yok etse
de, yerine yenilerini koymayı da bildi. Bu gizemli olayların bir süre daha devam
edeceğini düşünüyor ve temenni ediyorum açıkçası.Bölümün
bana göre eksi verebileceğim yanı, gerilimi az yaşatmaları idi. Çoğu insan bunu
eksi bir yön olarak saymaz bile, ancak ben kendimi gerilmeye
hazırlamıştım ve bunu bulamayınca hayal kırıklığı yaşadım. Size tavsiyem şudur
ki; diziler ve filmler konusunda beklentinizi minimuma indirmeye çalışın. Çünkü genellikle hiç bir yapım tamamen istediğiniz gibi olmaz. Benim
hatam ise bölümü izlerken gerilmeye kendimi hazırlamaktı.
Bölümün Artıları:
Bölümün artı verebileceğim kısmı, özellikle geçen sezonun bizde bıraktığı soru
işaretlerinin bazılarını gidermesinin yanında, hemen yerine yenilerini
koymasıydı. Merak unsurlarının devam etmesi bölümlerin akıcılığı açısından çok
önemli.
Bölümdeki Favori Sahnem:
Benim bölümde en sevdiğim kısım çoğu kişinin düşüncesinin aksine
oyun salonu sahnesi oldu. Çoğu seyirci sondaki Eleven'ın gözüktüğü sahneyi
favori sahnesi olarak seçti. Ancak ben, hem o nostaljik, retro havayı yakaladığı
için hem karakterlerimizin arasındaki konuşmaların samimiyeti için, hem de Will'in
yaşadığı travmayı gördüğümüz için, oyun salonunda geçen sahneyi bölümdeki favori
sahnem olarak belirledim.
Son olarak, benim bu bölüme verdiğim puan "8/10" oldu. Siz
de görüşlerinizi, yorumlarınızı ya da benim düşüncelerime eklemek
istediklerinizi aşağıya yazabilirsiniz. Bir sonraki bölüm incelemesine kadar
kendinize iyi bakın, esen kalın!
Hiç yorum yok: