Infinity Wars: Prime ve #1 İnceleme


Infinity Countdown'ın sona erdiği bu dönemde küllerinden yeni bir seri doğuyor. Infinity Wars! Aynı Infinity Countdown'da yaptığım gibi serinin Prime ve ilk sayısını birlikte inceleyeceğim. Nedeni ise birazdan detaylandırmayacağımız gibi Prime sayısında spoiler vermeden konuşulabilecek yeterli şeyin olmaması. Infinity Wars'dan umudum olduğunu Infinity Countdown incelemesinin sonunda belirtmiştim. O zaman bu bolca "Infinity" kelimesinin geçtiği paragraftan sonra incelemeye geçebiliriz ve sayıları nasıl bulduğumu belirtebilirim. 

Infinity Wars: Prime 

Neden Prime? Neden #1 değil. Bu sayıyı özel kılan bir şey yok. Sayının başında Loki'nin bu hikayedeki yerini aradığı birkaç sıkıcı sayfa okuyoruz. Sadece kendisi hikayedeki yerini aramıyor ama ben de arıyorum. Neden buradasın ve neden bu kadar sayfa boyunca seni okuduk diyorum. Ayrıca sayıda biraz Doctor Strange ve Adam Warlock'la zaman geçiyoruz. Onların sahnesi tamamen bir hazırlık. Neden Sonsuzluk Taşları ve taşıyıcılarının yeniden bir araya gelmesinden bahsediyor. Eee ama Infinity Countdown'ın son sayısı zaten bunu anlatıyordu. Tabii bunun yanında bir ruh taşı olayı var ve sayıda en az orayı görmemize rağmen en çok onu merak ediyorum.



Herhalde bu sayı son birkaç sayfası dışında takan olmadı. Sayının sonu ile ilgili bir spoiler vermeyeceğim ama eğer etrafınızdaki çizgi roman severlerden, sitelerden ve Marvel'ın kendi Youtube sayfasındaki videonun başlığından spoiler almadıysanız pek beklemeyeceğiniz bir olay oluyor. Tabi yapılan şey sadece ana düşmanımızın gücünü göstermek içindi o yüzden ne yapmaya çalıştıklarını anlayabiliyorum ama bu sanki Star Lord'un saçının boyanmasından daha kötü bir seçim. Kısacası sayıdan büyük bir beklentim olmasa da sayı birkaç anı dışında ilgimi çekmiyor ve benim için bir önem taşımıyor.

Infinity Wars #1

Her şey buna doğru geliyordu. Sonunda büyük sayı geldi Countdown bitti, Prime bitti, şu an büyük ligdeyiz ve ben bu sayıyı okurken sıkıldım. Loki'nin hikayesi hala ilgimi çekmiyor ama içinde Thanos serisinden gördüğüm yerleri görmek güzel. Onun dışında sayıda bolca açıklama bulunuyor. Sayı tamamen Doctor Strange'in insanlara bir şeyler açıklaması. Önceki sayıları okumayanlar için bir özet niteliği taşıyordu. Şaşırtıcı olan ben Gerry Duggan'ı severim. Duggan karakterleri hele Gamora'yı iyi anlıyor ve yazıyor. Ayrıca sayıda beğendiğim komik olaylar var ama bu yeterli değil. 



Oysaki sayının son sayfaları tamamen istediğim şeylerdi. Karakter arası kapışmalar, şaşırtan olaylar ve daha fazlası. Karakterlerin taşları kullanarak yapabileceklerini göstermeleri çok iyi. Hele Turk yani Stilt-Man bu hikayedeki en enteresan karakter. Sevdim ben adamı.

Burada çizimden bahsetmek isterim. Mike Deodato'yu seven biriyimdir. Kendisini karanlık öykülerde görmeyi seven biriyim ama aynısını kozmik hikayeler için söyleyemeyeceğim. Bazı panellerdeki bolca karakter yüzünden çizimi normalden daha karmaşık gözüküyor. Ayrıca bazı sayfalar ya tamamlanmamış ya da aceleye getirilmiş gözüküyor. Tabi çok güzel gözüken sayfalar da bulunmakta iki sayıda. Keşke daha aydınlık bir çizer bulsalardı.


*Spoilerlı Paragraf* Requiem karakteri ne yazık ki tahmin edilebilir birisi. Hatta her sayı kim olduğula ilgili daha emin olmaya başladım. Bu yazıdaki bir teorime yakın olması biraz üzücü. Keşke diğer teorim olan Ölüm karakteri ile ilgili birisi olsaydı diyorum. Aynı zamanda iki sayının sonunda olan olaylar ne kadar cesurca gelse de yeterince inandırıcı değil. *Spoilerlı Paragrafın Sonu*



Hikayede tabii ki yine bolca tie-in bulunmakta. Ben hepsini okuyacağım ama tie-inleri incelemeyi düşünmüyorum. Onun dışında, bir incelemenin daha sonuna geldik. İki sayı da sonu dışında sıkıcı ve ortalama sayılar. Tabii buna rağmen hala sonraki sayıları merak ediyorum. Gerry Duggan beni içine çekebilir. Sonraki yazılarda görüşmek üzere, hoşça kalın.

İki Sayıya Da Notum: 7.0

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.