Artan Yayın Servislerinin Geleceği

Yıllar önce Netflix adlı bir şirket film kiralama işine başladı ve kim bilebilirdi ki böyle bir işle başlayan Netflix'in şu anda bilinen en popüler yayın servisi olacağını. Netflix bu işe tek başına başlasa da bugün bir sürü yayın servisi var hatta say deseniz hepsini sayamam. Artık sıkıldığım şey bu servislerin çoğalması değil, bu servisler hep duyurulduğunda "Netflix'in karşısına yeni rakip çıktı!" haberilerini görmek. Gerçekten bu servisler Netflix'e bir tehdit olabilir mi, bu servislerin geleceği ne olacak, orijinal içeriğin en yükseğe çıktığı dönemlere mi erişiyoruz? Tüm bu soruları, hepsi kesin yanıtlı olmasa da, bu yazıda cevaplayacağım.

İlk olarak kabullenmek gerek Netflix eskiden mavi bir okyanustaydı. Mavi Okyanus terimi veya stratejisi rekabetli bir ortamdan yeni bir sınır açarak orijinal ve rekabetin olmadığı bir yer açmak anlamına geliyor. Yayın servisi olayı film ve televizyon rekabetinden yararlanarak oluşan rakabetsiz bir ortamdı ama artık bir kızıl okyanus. Artık rekabetin olduğu ve herkesin galip gelmeye çalıştığı sert bir ortam. Ana hedef ise Netflix.

Netflix çok güçlü piyonlara sahipti bu oyunun başında ama bu yıl hepsinin teker teker gitmesiyle güçsüzleştiği üzere söylemler atılmaya başlandı. Disney Plus ile It's Always Sunny in Philadelphia ve diğer Marvel/Disney içeriklerinin Netflix'den çekilmesi, Office'in NBC'nin açılacak yayın servisine geçecek olması, Friends'in HBO Max'a gidecek olması bir yandan üzüyor çünkü bir daha o içeriklerin hepsini bir arada, bir daha göremeyeceğiz ama hepinizin kaçırdığı bir nokta var. Netflix bu içeriklere sahip olmak için her yıl ağır miktarda para veriyordu ve ağır miktarda bir paraya da sattı. Netflix yüzlerce milyon dolarlık büyük bir para harcamasından kurtuldu ve böylece orijinal içeriklerine daha çok önem verebilecek. Bu içeriklerin gitmesinin zarar vermeyeceğini söylemiyorum ama bu Netflix'e sonsuza dek zarar vermeyecek. Asla bu diziler kadar uzun sürekli devam edecek, tekrar tekrar izlenecek popüler diziler yaratamayabilirler ama Office yüzünden ayrılanları Steve Carell'in yapımcı ekibinde bulunduğu yeni uzay komedisi ile çekebilirler. Her gidişin farklı bir şekilde dönüşü olacaktır. Netflix ayıracağı paraları daha çok diziye ve pazarlamaya harcarsa hiç görmediğimiz kadar Netflix orijinal işi görebiliriz. Bu sebeplerden ve birazdan daha da çok bahsedeceğim sebeplerden dolayı Netflix'in ileride bir sıkıntı çekeceğini düşünmüyorum.

Orijinal işlerden bahsederken bir yandan da bu platformların geleceğini dile getirmek isterim. İlk olarak bazı izleyiciler Office ve Friends gibi tekrar tekrar izledikleri dizileri bir arada bulamayacağı için direk Blu Ray setlerini alarak bu sorundan kurtulabilirler ve bir daha yayın servisi takip etmeye uğraşmazlar. Asıl sorun ana içerikleri de takip edenler için olacak. Bir izleyicinin en fazla 3 platforma abone olacağını düşünerek ilerleyeceğim. Burada üç başlığa bakacağım; kalite, sayı, erişilebilirlik.

Kalite ve sayıyı bir araya alarak incelemek daha mantıklı geliyor aslında. Nitelik ve Niceliğin çarpışmasıdan bahsediyoruz burada. Bir izleyici nereye abone olacağını düşünürken bu ikisini düşenerek hareket edecek. Buradaki büyük üçlünün Disney Plus, Apple TV+ ve Netflix olduğunu düşünmekteyim. Diğer servislerde de bolca içerik çıkacak olsa da, hele HBO Max ki ondan daha sonra baya bahsedeceğim, bu platformların diğerlerini sollayıp geçtiğine inanıyorum. İlk olarak Netflix daha çok kitleyi hedef alacak. Şu anda da olduğu gibi her kitle için ayrı içerik çıkarmaya çalışacak yani niceliği önemseyecek. Disney Plus ise direk içerikleri ile çekecek. MCU filmleri, dizileri ve Star Wars gibi tüm Disney parçalarıdan yararlanılacak ve tabii ki bu tüm yaştan insanları çekmeyi başaracak. Sanırım Netflix'e gerçekten "rakip" olabilecek tek o elindeki büyük isimlerle. Apple ise bu işe güçlü bir şekilde ve daha çok kaliteyi önemseyecek gibi duruyor. Büyük isimlere büyük projeler vererek daha çok orijinalliği hedefleyecek Apple, bence rahatlıkla belli bir kesmi çekecek gibi. Erişilebilirlikte ise Netflix ve Apple TV+ öne çıkıyor. DC Universe, Hulu gibi çoğu servis daha çok Amerika bazlıyken ve Disney Plus şu anlık sadece belirli ülkelere çıkacakken Netflix'in uluslararası gücü ve Apple'ın globalliği kesinlikle daha çok popülerite yakalatacak.

Peki bu kadar yayın servisi varken sadece üçüne veya üçten azına abone olabilenler hepsini izlemek için ne yapacak? İkide bir abonelik açıp kapatacaklarını düşünmediğimden yeniden Torrent ve korsanın yükselişini görebiliriz diye düşünüyorum. Yine ihtimali düşük bir öngörü ama bu korsanın azalmasının sebebi o kadar işe bulaşmayıp hemen abone olup istediklerini izleyebilmekti ama izlemek istenilen şeyin artışı ve dağılımı yükseldikçe korsana yeniden dönülebileceğini düşünüyorum.

Gelelim son konumuza: HBO Max. Daha tüm detayları açıklanmasa da HBO Max bu servislerin açıklananları arasından şu anlık sonuncusu. Friends'e sahip olması dışında CW ve DC dizilerini de içerecek. HBO Max gerçekten güçlü bir servis gibi gözüküyor ama bir yandan da Warner Bros. kendisine bir kılıç geçirebilir gibi. Fragmanda en gözüme çarpan şey DC dizileri ve filmleriydi. Şimdi dizilerin sezonları bittikten sonra mı yoksa haftalık mı geleceğini bilmiyoruz ama Amerikanlar bu dizi ve filmlere zaten DC Universe servisinde rahatlıkla ulaşabiliyor. Eğer Doom Patrol gibi, ki servisin fragmanında bulunuyor, DC Universe orijinal dizileri HBO Max'a gelirse kimsenin DC Universe'ü takip edeceğini düşünmüyorum. Evet, DC Universe çizgi romanlara da erişim sağlıyor ama abonelerin ne kadarı o serviste orijinal içerik yerine çizgi romanlar için bulunuyor? Sonucu tam bilmem mümkün değil ama DC Universe cephesinde filmlerin ve bazı dizilerin HBO Max'a da geçecek olmasıyla belki minik problemler ortaya çıkabilir gibime geliyor.

Bu yazıda umarım aklınızdaki tüm soruları cevaplamışımdır ya da cevaplamaya çalışmışımdır. Bu servislerin geleceğini tahmin etmek gerçekten zor ama bu artış ve rekabet karşımıza çok değişik sonuçlar doğurabilir. Dediğim gibi eskiden mavi bir okyanus olan bu yer artık kırmızıya boyandı. Önümüze çıkacakları gerçekten merak ediyorum.