Flash Forward İnceleme!
Scott Lobdell tarafından yazılan ve Brett Booth tarafından çizilen Flash Forward serisinin ilk sayısını çok eskiden incelemiştim. Düşüncelerim ilk sayıyı okuduğumda yetersiz malzeme olduğu ve seri sadece Wally'nin Heroes In Crisis gibi berbat bir hikayede yaptıklarını affettirmeye çalışmasından oluşacağı yönündeydi. Yine de kesin eğlenceli bir hikaye sunar diyordum. Peki 6 ay önce yazdığım yazıdan sonra diğer sayıları okuyunca fikrim değişti mi, Flash Forward tahmin ettiğimden daha farklı bir hikaye mi sundu?
İlk olarak bilmeyenler için ana hikayeden biraz bahsedeyim. Heroes In Crisis'da yaptığı katliamdan dolayı Wally suçlarını kabullenerek kenara çekilmiştir, ama kendisini kanıtlamak için bir şans gelmiştir. Dark Multiverse'den yayılan bir enerji diğer evrenleri etkilemektedir ve bunu durdurmak için Wally seçilir. Bu evrenden evrene geçip hayat kurtaran Wally ise fark eder ki içinde bulunduğu olaylar çok daha büyük sonuçlara sahiptir. Bu zamana kadar çok şey kaybeden Wally, her şeyi geri çevirebilecek mi ve çevirebilse bile maliyeti ne olacak? Seri genel olarak bu şekilde ilerliyor.
Evrenden evrene geçme hikayesi ne kadar eğlenceli olsa da çok ilgimi çekemediğini söylemem lazım. Bu evrenleri çok nadiren önemsiyoruz ve çoğunlukla hepsi aynı şekilde ilerliyor. Wally'nin kendi hatalarını düzeltmeye çalışması. Amaç gayet güzel ama biraz sığ kalmış. İlk 3,5 sayı böyle gidiyor diyebiliriz ama geri kalanı bu evren olaylarındansa Wally'nin yaşadıklarına daha çok odaklanınca ve işler ciddileşince daha çok beğendim. Evet, evren atlamaca eğlenceli ama asıl hikaye 4.sayıda başlıyor. Oradan sonra yaşananlar baya ilginç ve güzeldi.
Tabii ki Wally'den bahsetmeden bu seri hakkında konuşmak olmaz çünkü her şey bu karaktere odaklı. Bu seri sadece Wally'i affettirecek diye düşünmüştüm ama çok daha başarılı bir şekilde ele alıp karakteri yeniden önemli hissettirdi. Rebirth başladıktan birkaç ay sonra ne kadar insanlar daha çok Wally görmek istese de DC, karakteri giderek kenara atmaya başlamıştı. O baştaki öneminden bir şey kalmamıştı geriye. Burada ise serinin sonuna bakınca Wally artık önemli bir karakter diyebiliyorum. Öylesine minik bir seri olmaktansa gerçekten önemli bir yere bağlanması mutlu etti ama seri insanlar Wally'e olanlardan nefret ediyor diye okumaz düşüncesinden dolayı yeterince iyi pazarlayamadılar.
Yazının başında da dediğim gibi çizer Brett Booth ve kendisi muhteşem bir iş çıkarmış. New 52 Flash serisinde tanıştığım ve ardından Titans ile takip etmeye devam ettiğim çizer aksiyonu, duyguları çok güzel yansıtmış. Karakter tasarımları da gayet ilginç olmuş. Çizimin yanında renklendirme anlamında da çok güzel diyebilirim. Parlak renklerin daha öne çıktığı bir hikaye seriye gayet güzel uymuş.
Sonuca gelirsek Flash Forward hiç de fena değil. Başındaki evren atlama olayları eğlenceli olsa da hikayenin en zayıf kısımları diyebilirim ama kesinlikle son sayılar çok güzeldi ve yapması gerekeni, hatta daha da fazlasını başarmış bir seri oldu. Wally West'i gelecekte başka serilerde görmek için sabırsızlanıyorum ve uzun zamandan sonra kilit bir rol oynayacağına inanıyorum. Bu boşlukta durduğumuz günlerde başka incelememizi istediğiniz çizgi romanlar varsa yorumlara yazabilirsiniz.
Notum: 7.5
Hiç yorum yok: