Kızıl Ana | İnceleme
Presstij Yayınları hız kesmeden okurları bağımsız hikayelerle buluşturmaya devam ediyor. Bu bağımsız kitaplardan biri de son zamanlarda basılan ve oldukça ilgi çekici bir konusu olan, Amerika'da çok olumlu yorumlarla tamamlanan Red Mother, yani Kızıl Ana serisi. Kendilerine bu kitabı sizlere değerlendirmek adına bizlere yolladıkları için tekrardan teşekkür ederiz. Kendilerinin daha önce pek çok kez kitaplarına sitemizde yer vermiştik, arama kısmından istediklerinize ulaşabilirsiniz. Her zamanki gibi baskı kalitesiyle başlayalım.
Baskı Kalitesi
Diğer Presstij ciltlerine nazaran daha standart baskıya sahip olan kitapta ben hiçbir baskı hatasına rastlamadım. Ebatları alıştığımız boyutlarda ve dış kapağı da mat bir baskıya sahip ki oldukça şık ve sade duruyor. İçi de kuşe kağıt olduğundan çizimler son derece sorunsuz bir şekilde incelenebiliyor. İyi ki bazı yayınevlerinin aksine saman kağıt baskı yoluna girmemişler. Çeviri olarak da hiçbir hatayla karşılaşmadığımı söyleyebilirim, hatta diğer kitaplarda dikkat edilmeyen harika bir özelliği de var kitabın çevirisinin: arka plandaki çeviriler. Çoğu kitapta çevirmenler ve grafikerler arkadaki tabelaların, lokantaların veya dükkanların üzerinde yazan yabancı dildeki yazıları umursamadan geçiyor. Oysa bu ciltte tam da olması gerektiği gibi bunlara dikkat edilmiş ve en ufak bir karede yer alan 'ters yön' tabelası dahi çevrilmiş ve orijinaliyle aynı gözükecek şekilde grafiker tarafından yerleştirilmiş. Kitabın hem tercümanlığını hem de grafikerliğini üstlenen Ahmet Akif Karagöz'ü de bu detaylı ve özenli çalışmasından dolayı buradan tebrik ediyorum. Ayrıca son olarak konusu açılmışken tüm yayıncılara bir önerim var, artık çevirmen ve grafikerlerin adına da kapakta yer vermemizin zamanı sizce de gelmedi mi? Bütün kitaplarda çevirmenin adı her zaman kapakta yazar çünkü bu aslında önemli bir sorumluluktur ancak nedendir bilinmez çizgi romanların hiçbirinde böyle bir durum yok. Oysa ortadaki emeğin karşılığını vermek ve okurları da bu konuda bilinçlendirmek adına bence çok önemli ve gerekli bir durum.
Ayrıca Kızıl Ana kitabının sert kapak baskısına da Presstij Yayınları'nın kendi internet sitesinden inceleyebilirsiniz, koleksiyonerler için kaçmayacak türden bir baskı.
İçeriğe gelecek olursak, ana karakterimiz Daisy'den başlayalım. Daisy ile ilgili en çok hoşuma giden kısım mesleği oldu. Kendisi oyunlardaki bulmacaları tasarlayarak geçimini sürdürüyor. Daha önce gerçek hayatta veya hiçbir yapımda bu mesleğe sahip birini görmediğim için oldukça ilgi çekici geldi ve yazarın yaratıcılığını da takdir ettim. Bu mesleğini hikayeye de güzel yedirmiş ki bazı olaylarda karakterin motivasyon kaynağını ve olayları ele alış şeklini mesleğiyle bağdaştırarak kafamızda oturtabiliyoruz.
Hikaye Daisy'nin erkek arkadaşıyla beraber başına gelen esrarengiz bir saldırıyla başlıyor ve anında olaylara dahil ediyor okurları. Saldırı sonrasında erkek arkadaşı kayıplara karışırken Daisy ise tek gözünü kaybediyor ve sonrasında başına gelen paranormal olaylarla adım adım ilginçleşmeye devam ediyor hikaye. Zaten ilk cilt 4 sayıyı kapsadığı için daha fazla şey anlatarak kitaptan alacağınız tadı kaçırmak istemiyorum, bu yüzden daha fazla anlatmayacağım konuyu. Ancak şunu söyleyebilirim ki gizemini çok iyi işleyen bir kitap olmuş. İlk cildin sonunda hala anlamadığımız çok fazla nokta olduğu için hemen ikinci cildi okumak istiyorsunuz ki bu da aslında yazarın başarısını gösterir. Yavaş ilerleyişi kimilerini rahatsız edebilir ancak bu sayede sürekli okuru ayakta tutuyor ve kitabı heyecanla okumasını sağlıyor yazar.
Çok akıcı bir ilerleyişe sahip ve tek oturuşta bitirilebilecek ciltlerden olduğu söylenebilir. Bu açıdan Presstij'in ikinci cildi olabildiğince hızlı bir şekilde piyasaya sürmesi gerektiğini düşünüyorum, insanların merakı ve gazı kaçmadan hemen hikayeye devam edilmesi gerek. Ayrıca belirtmem lazım ki yaşı küçük olan okurların rahatsız olabileceği korku/gerilim unsurları var ki eğer çocuğunuza almak için bir çizgi roman arıyorsanız yaşına göre uygun olmayabilir, dikkat etmenizde fayda var. Aynı zaman sansürsüz bir şekilde ufak küfürler var ki bu da bizler için yayınevi adına bir artı.
Çizimlere gelecek olursak ben çok sevdim. İki farklı atmosferde farklı tarzda çizimler var ki biri samimi ve okunuşu kolay türden çizimlere sahipken diğeri çarpıcı ve etkileyici çizimlere sahip. Çizer Danny Luckert bu konuda çok iyi bir iş çıkarmış. Durup detayları inceleyeceğiniz türden çizimlere sahip olmasa da ilerleyişe iyi bir katkı sunuyor ve aynı zamanda okurları da atmosfere rahat bir şekilde çekiyor.
Kızıl Ana'yı farklı bir yapım okumak isteyen, paranormal olaylarla gizem ve gerilim unsurlarının güzel bir şekilde harmanlandığı hikayeler okumak isteyen herkese rahatlıkla öneririm. Alıp pişman olacağınız bir eser değil, aksine okuyup bitirip hızla ikincisini almak isteyeceğiniz türden bir kitap. 2. cildi ben şahsen heyecanla bekliyorum ve basıldığı zaman da en kısa sürede sitemizde sizler için bu şekilde değerlendireceğiz. O zamana kadar, bol bol okumaya devam!
Notum: 8.3
Hiç yorum yok: