İlk Sayı Dedektifi: Eat the Rich
"İlk Sayı Dedektifi"ne hoş geldiniz. Bu yazı serisinde, yeni çıkan bir serinin ilk sayısına göz gezdireceğiz. Hikayesine ve çizimine bakmakla kalmayıp, devam edilip edilmeyeceğini ve serinin kimlere göre olduğundan da bahsedeceğiz. Buna bir inceleme değil de daha çok bir tavsiye yazısı olarak bakın. Bugün bakacağımız seri:
EAT THE RICH
Hikaye: Seri daha önce bir işini okumadığım ödüllü yazar Sarah Gailey'den. Normal bir kasaba kızı olan Joey, yazı erkek arkadaşı Astor ile geçirmeyi planlar. Astor'un ailesinin hazırlayacağı bir etkinliğe gidince görür ki Astor baya zengin bir ailenin oğluymuş. Sayı boyunca bu zenginlikte kendi yerini bulmaya çalışırken Joey, işlerin belki de gözüktüğü gibi olmayabileceğini görür. Çok tanıdık hissettiren bu hikaye başlıktan düşüneceğinizin aksine çok politik bir hikaye ele almak yerine tuhaflıkları olan zengin bir aileyi ele alıyor.
Serinin ismini ilk gördüğümde "zenginler kötüdür" düşüncesi üzerine yürüyecek ve yazarın kendi düşüncelerini aktaracak bir seri okuyacağımızı düşünmüştüm. Bunun yerine ise kaçıklıklara sahip bir zengin ailenin olaylarını görüyoruz. Dıştan gözlemleyen ve bu serideki bakış açısını aldığımız karakter ise Joey. Sayı boyunca karakterin ortama uyum sağlamaya çalışmasını görüyorsunuz ama denedikçe karşısına ne kadar tuhaf olaylar çıkmaya başladığını fark ediyorsunuz. İlk sayı size tanıtım yaparken bir yandan da çatlakları göstermeye başlıyor ki sayının sonunda başlıkla alakalı ironiyi görüyorsunuz. Hikaye inanılmaz tanıdık gelmekle beraber çok politik bir hikayeden korkmanıza gerek yok. Ne kadar o yöne gitmek için sağlam bir temel olsa da çizgi romanlarda politik konulardan rahatsız oluyorsanız şu anlık bir sıkıntınız çıkmayacak.
Çizim: Pius Bak seriyi çizmekte ve kendisi yine işlerini okumadığım birisi. Kendisi sanırsam The Magicians serisinde en uzun süre kalmış. Roman Titov'un renklendirmesi ile birlikte serinin 80'lerden çıkma bir korku filmi hissi verdiğini söylemem lazım. Daha da detaya girmemiz gerekirse Slasher filmi tadında renkler bulunuyor. Gayet sade ve tutarlı bir çizime sahip.
Devam Edilir Mi?: Açıkçası ben birkaç sayı daha şans vereceğim. Çok orijinal hissettirmese de perdenin arkasındaki sırrı merak ediyorum. Çok klişe bir yola da gidebilir, orijinal bir şey de ortaya koyabilir. Hangi yolu seçeceğini merak ettiğimden biraz daha devam edeceğim.
Kime Tavsiye Ederim?: Anlattıklarımdan çizgi romanın konusunun inanılmaz derecede Get Out'a benzediğini anlamışsınızdır ve okurken de bunu baya hissediyorsunuz. Eğer o tarz bir iş okumak istiyorsanız ve benzerlikler sinirinizi bozmazsa okuyabilirsiniz. Yok, Get Out veya Ready or Not gibi işler bana yetti diyorsanız atlayın derim. Bunun yanında sade ve nostaljik renklere sahip bir seri arıyorsanız göz atabilirsiniz.
Hiç yorum yok: