Moon Knight #2 İnceleme | Çekilin Moruklar



Moon Knight’ın çok başarılı ilk sayısından sonra beklentim artmadı değil. Genellikle MCU’ya gelecek bir karakter çizgi romanlara yeni bir seri ile döndüğünde işler biraz yavan hissettirebiliyor. Jed Mackay gibi çok büyük bir işini görmediğim bir yazar da serinin başında olunca biraz şüpheyle başlamıştım. O ne ilk sayıydı be! Kaliteli yazım ve çizimin başarılı bir şekilde harmanlanmasıydı. İkinci sayı için ise beklentimi dengede tutmaya çalıştım. 


Geçtiğimiz sayıda Mr. Knight’ın artık bölgesine sahip olduğunu ve oradakileri koruduğunu görmüştük. Peki koruduğu kişiler ya ona saldırırsa? Etraftaki yaşlı vatandaşlar ekip halinde insanlara saldırınca Mr. Knight kaliteli takım elbisesini geçirerek bu olayı pelerinsiz halletmeye çalışır. Bu olay fizikten daha fazlasını gerektirmektedir.



Bu ilk sayıdan sonra bir düşüş gibi hissettirdi ama bunun olmasını bekliyordum. İlk olarak söylemem lazım şimdilik belli bir hikayemiz yok. Warren Ellis serisinde olduğu gibi biraz daha "Ayın Olayı" kıvamında başlayacağız gibi duruyor. Benim buradaki sorunum ise bu ayki olayın yeterince ilginç olmaması. Geçtiğimiz sayı vampirler ve kocaman sıçanları içerirken bu sayıda zihni kontrol edilen yaşlılara düşüyoruz. Serinin tonuna zıt düşüyor ve biraz beklentilerin altında kalıyor. Yine de arka taraflarda ilerleyen ana düşman baya ilgimi çekmekte. 


Düşmanların kalitesinin düşmesi sayıyı sevmediğim anlamına gelmiyor çünkü hala kaliteliydi. Yazım anlamında Moon Knight'ı çok kaliteli ele alıyor. Sayıda yukarıda da dediğim gibi Mr. Knight kimliği ile bulunuyor ve çok havalı. Diyalogları hem komik hem de sert olmayı başarıyor. Aksiyonu neredeyse olmayan bir sayı olsa da sayının tepe noktası okuyucuyu donduruyor. Yazar, karakterin mental dezavantajını korkunç bir avantaja dönüştürebileceği bir hikaye hazırlamış. Moon Knight'ın zihnini inanılmaz bir şekilde gösteriyor ve kesinlikle bu sayı hakkında aklımızda kalacak kısım orası.



Alessandro Cappucio'nun çizimi sayıda aynı karakterin kostümü gibi parlıyor. Konuşma anlarında, ki sayının çoğu öyle geçiyor, biraz basit hissettirse de bu basitliğin getirdiği güzel bir görünüş var. Çok farklı bir tarz ama hiçbir zaman rahatsız etmiyor. Bunun yanında çizer farklı şeyler de yapabileceğini gösteriyor. Bahsettiğim tepe noktası Rachelle Rosenberg'in renklendirmesi ile harmanlanınca ortaya inanılmaz sayfalar çıkıyor. Sayfayı koymamak için kendimi zor tutuyorum ama o sayfanın çok paylaşıldığını göreceğimizi tahmin ediyorum.


Moon Knight #2 tahmin ettiğim gibi ilk sayının ardından bir düşüş yaşattı ama kaliteli yazım, inanılmaz çizim ve bu seriyi düşündüğümde aklıma ilk gelecek anı içeren sayfa ile yerinde durmayı başardı. Çizimin herkese uyacağını hiç düşünmüyorum ama çizerin farklı şeyler denediğini görmek güzel. Hikayenin nereye gideceğini merak etmekle beraber Moon Knight karakterinin karanlık zihninde neler döndüğü baya ilgimi çekiyor. Bu seriyi kaçırmak istemeyeceksiniz.


Notum: 8.0

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.