Top Gun: Maverick İnceleme | Kalkış Zamanı!


 Top Gun...Belki de 80'lerin en 80'ler filmi. Buram buram havalılık ve bromance akan çılgın bir film. Aynı zamanda ikinci film çıkmadan yaklaşık bir ay önce izlediğim bir film. İkinci film çıkmasına yakın ise baya iyi yorumlar alınca kesinlikle bakmam gerektiğini düşündüm. Yine de söylemem lazım baya severek izledim. Çok güzel bir tonu vardı, sevmemek zor. Bir sürü ertelenme ve Tom Cruise'un dijitale koymama ısrarından sonra film çıktı ve tek bir şey demem lazım. Cruise ısrarında haklıymışsın.


Bu yazıda ilk film hakkında da bir spoiler vermemeye çalışacağım. Belki bu yazı sonrası ilginiz artar ve gidip izlersiniz. 


Captain Mitchell (Maverick), Top Gun okuluna dönüp daha önce hiç görülmemiş zorlu bir görev için baya yetenekli bir ekibi eğitmeye başlar. Tom Cruise'un kendisinin artık yaşlandığını kabul ettiği ama hala inanılmaz bir fiziğe sahip olduğu bu filmde ne kendisi öğretmeyi bilmiyordur ne de ekip takım olarak ilerlemeyi bilmiyordur. Meğerse takım olarak çalışmayı öğretmek scientology yaymaktan daha zormuş. Cruise bu son uçuşunda kısa süre içerisinde karakterleri ölümle karşı karşıya geleceği bir görev için hazırlamalıdır.



Bu film inanılmazdı ama hangi açıdan olduğunu yazının ilerisinde anlatacağım. İlk öncelikle hikaye büyük veya yaratıcı değil ama öyle bir şey bekleyeceğinizi de zannetmiyorum. Elindekilerle olabildiğince çılgın bir hikaye sunmayı başarmışlar. Hele ki son 30 dakika gerçekten manyak. Hikaye akışı aradığınız adrenalini ve havalılığı sunmakla beraber hiçbir zaman da sıkmıyor. 80'lerin tonunu da güzelce yakalayarak modernize etmişler.


Filmin diğer başardığı bir yansa karakterler. Bu tarz bir filmde görebileceğiniz tüm klişe karakterleri en iyi şekilde kullanmakla beraber aralarındaki dinamikleri de güzelce kurmuşlar. Sadece bu dinamikleri göstermek için olan özel sahneler var ve izlemesi çok eğlenceli. Bunun yanında eklenen öğretmen-öğrenci dinamiği de gayet güzel ve keyifli.



Filmin en üzücü yanı yeterince Bromance olmaması. İlk filmdeki ikili dinamiğini burada göremezsiniz. Maverick ve Goose ilişkisi kurmak için yeterli ve iyi karakterler var ama o ikililikler yok. Karakterler tek başlarına ve hep birlikte olduklarında çok iyi ve eğlenceli ama ana olay olarak ikili halde düşündüklerinde başarısız. Maverick ve Rooster'a da öğretmen-öğrenci gözü ile baktığımızdan ilk filmdeki bromance'i gösteremiyor. Aşk yan plotu da gereksiz ve gelen karakter çok olay dışı. İlk filmdeki sevdiği karaktere ne oldu bilmiyoruz ama bu filmde daha önceden ilişkisi bulunmuş bir karakter geliyor. Seyirci ile hiçbir bağlantısı yok yani. Sevilebilir ama önemi de yok. Recast etmektense böyle tuhaf ve boşluklu bir yöne gitmelerine çok anlam veremedim.


Oyunculuklar gayet hoş. Cruise sinemaya bayılıyor ve hala işine özen gösteriyor. Artık kaç yaşına gelmiş olsa da hala tehlikeyi göze alıp ilerlemeye devam ediyor ve sadece bunla kalmayıp duygusal anlarda da güzel oynuyor. Miles Teller iyi ve olması gereken karakteri gayet güzel canlandırmış. Son olarak konuşmak istediğim kişi ise Val Kilmer. Kendisini uzun zamandan sonra büyük bir işte görmek duygulandırdı.


Filmin en büyük olayı ise uçak sahnelerinin büyük bir çoğunluğunun gerçekten çekilmiş olması ki inanılmaz bir iş çıkarmışlar. Bazı yerleri gerçekten nasıl çektiler hiçbir bilgim yok ama gerçek bir şeyin yerinin görsel efektlerle tutulamayacağını çok güzel kanıtlıyor. Gerçek her zaman izleyicide daha iyi ve canlı bir his yaratacaktır. Hele ki üçüncü perdeyi koltuğunuzun dibinde gerginlikle izliyorsunuz çünkü film size riskleri çok güzel anlatmakla beraber uçak hareketlerini de çok güzel hissettiriyor. Film yapması gerekeni çok güzel yapmış.



Film teknik açılardan da çok başarılı. Zaten çekimlerin kalitesiyle gelen bir görsellik artısı var. Yaratıcı ve havalı görüntülerin yanında neyin görsel efekt neyin gerçek olduğunu bazen anlayamıyorsunuz. Filmin hissiyatını daha da iyi veren bir parça ses. Uçağın hızlı manevralarından içindeki pilotun o anki ıkınışına kadar her şeyi çok güzel vermişler. Bir yandan filmin müzikleri de hoş. 80'lerdeki hissini çok güzel vermekle beraber eğlenceli de. Teknik anlamda kısacası çok başarılı bir film. Bulabileceğiniz en büyük ekranda, en güzel sistemde izlemenizi tavsiye ederim. Tam sinemalık bir deneyim.


Top Gun: Maverick çok güzel, heyecanlı ve güçlü bir film ama bunların yanında muhteşem bir deneyim. Uzun zamandır sinemada izlediğim en iyi aksiyon filmi olmakla beraber izleyiciyi de çok güzel etkiliyor. Bir şey başarılı gittiğinde sinemada kendi halinde sevinen insanları görmek çok güzeldi. Film sizi güzel kapıyor. Bu tarz uzun zaman sonra devam filmi gelmiş filmler arasında kesinlikle en güçlülerden ve kesinlikle sinemada izlemenizi tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.