Kafamda Deli Sorular: Donnie Darko Ne Anlatıyordu?
Donnie Darko ilginç bir film çünkü herkes filmi sevmesine rağmen herkes birbirinden başka şeyler anlıyor izleyince. İzledikten sonra çevremde izlemeyen bir sürü insana önermiştim ve sağ olsun çoğu izledi (Berkay hariç.). İzleyenlerin hepsi beğendi ama film üzerine konuştuğumuz zaman ciddi ciddi hepimiz farklı şeyler anlamıştık filmle ilgili. Hislerimiz ortak olsa da filmin ne anlatmak istediğine dair fikirlerimiz birbirinden çok farklıydı. Bu eşine az rastlanır bir özellik ve aslında başarması da pek kolay olan durum da değil. Karmakarışık ve bol katmanlı senaryosu her izleyenin filmi farklı bir yerden tutmasına imkan veriyor. Haliyle internette filmle ilgili yapacağınız herhangi bir aramada karşınızda bin tane upuzun açıklama, analiz veya teori yazısı sıralanacaktır. Kimi sahne sahne kendince kanıtlayarak filmi açıklar kimiyse yönetmenin filmden sonraki röportajlarını kullanarak. Ama bence bunların hiçbirine gerek yok. Ve yönetmen de aynı fikirde.
Bunların hiçbirine gerek yok çünkü bu filmi özel kılan bu. Donnie Darko bir modern başyapıt cümlesini boşuna kurmuyoruz. Bu filmi başyapıt yapan şey detaylarıyla anlattığı karmaşık hikaye değil. Bu yüzden pirincin taşını ayıklayıp orada burada filmin ne anlattığına dair kitap yazmamıza da yazılanları okumamıza da hiç gerek yok. Önemli olan sizin ne anladığınız. Bu filmi bu kadar özel yapan durum zaten sizi özel kılması. Film hakkında herkes kendine has, özel ve şahsi fikirlere, çıkarımlara sahip. Ben karakterin yaşının getirdiği ruh haline odaklanıp filmi ona özel yorumlarım, siz gelip bilim kurgu kısmına yoğunlaşarak bana filmdeki paralel evren teorisini anlatırsınız. Bir başkası çıkar aradan bize filmdeki zaman kavramına getirdiği yorumu açıklar. Arkadan biri seslenir bu sefer filmdeki popüler kültür göndermelerini kullanarak karakterin motivasyonunu açıklar. Hatta ve hatta psikoloji alanında uzman biriyle karşılaştığımızda bize filmle ilgili çok farklı analizler de sunabilir. Bu liste böyle uzar gider çünkü film buna izin veriyor. Hatta izin vermeyi geçtim, teşvik ediyor. Bu yüzden manyak gibi sabah 6'ya kadar oturup filmdekileri düşünüyorsunuz. Senaryo o kadar katmanlı, detaylı, ve aslında muğlak ki herkesin başka bir şey anlayıp bunu sebeplere dayandırması mümkün. Bu yüzden bu birbirimize fikrimizi dayatabileceğimiz bir film değil, oturup tartışıp filmi ne kadar farklı yerlerden yakaladığımızı konuşmamız gereken bir film. Böyle filmlere rastlamak kolay değil.
Yönetmen de az deli değil bu arada. Bu sapık işi senaryoya ek olarak filmde sadece birkaç sahnede bulunan ama adından sıkça bahsedilen bir kitabın tamamını, filmde hiç ihtiyaç olmamasına rağmen, oturup yazmış. Araştırdım ama kitap sonrasında basılmamış da. Sadece kendi için, senaryoya daha iyi hakim olmak için baya baya kitap yazmakla uğraşmış adam. Çok takdir edilesi ve aslında böyle senaryoların da kolay kolay oluşmadığının kanıtı. Bu yazıyı yazma fikri aslında okulumun kütüphanesinde bulduğum kitaptan sonra çıktı. Donnie Darko kitabı olarak geçen kitap röportajların, yapım bilgilerinin ve çekim senaryosunun derlemesinden oluşuyordu ama bana bu fikri veren aslında Jake Gyllenhaal'ın önsüzü. Şu an Hollywood'un en gözde oyuncularından biri haline gelen isme kariyerinin ilk büyük filminin ne anlattığı sorulduğunda verdiği cevap yalnızca tek kelimeymiş: Bilmiyorum. Tabii ki usta oyuncunun film hakkında bir fikri var, ama bunu açıklamak istemiyor çünkü o da filmin birbirinden farklı fikirler ortaya çıkardığının ve bunun çok özel olduğunun farkında.
Donnie Darko'nun ne kadar eşsiz bir film olduğunu anlatmak da en az filmi anlamak kadar zor :). Ama bu yazıda aslında başlığı cevaplamak yerine bunu yapmaya çalıştım, umarım başarabilmişimdir. Benim de filmin ne anlattığıyla ilgili bir fikrim var, boşuna sabahlamadık o gece. Ama bu yazıda bunu anlatmak istemedim. Filmi özel kılan durum anlaşılması zor olması değil, herkesin bambaşka hislere ve fikirlere sahip olmaya fırsat tanıması olduğu için burada kendi fikrimi anlatma ve kanıtlama gereği duymuyorum. Ama yine de bu yazı serisinin de bir felsefesi var, yazıya konu olan hiçbir soruyu boş geçmiyoruz. Bu yüzden bu yazının sorusunu da cevaplamadan yazıyı bitirme niyetim yok. Aslında yazının içinde zaten dolaylı yoldan cevapladığımız için cevap çok açık: 'Bilmiyorum. Sizce?'
Hiç yorum yok: